Mehmet Dikici

Mehmet Dikici

Şehadet ve Hamaset

İlahi buyruk; "Onlar ölü değillerdir, bir çeşit hayat ile manevî, mükemmel, müstesnâ, yüce, muazzez ve kıymetli bir hayatla diridirler de siz onu anlayamıyorsunuz" diyor.

Onların mükâfatları çok büyüktür. Âhirette sorgusuz cennete girecekler. Ölürken, kanı daha yere damlarken cennetteki makamını görecek. Ölümün acısını hissetmeyecek, küçücük bir ısırıkçık gibi, bir küçük hayvanın ısırması kadar küçük bir acı ile o büyük bâdireyi atlatacak. Başkaları için bin kılıç darbesi yiyerek, parça parça parçalanarak ölmek kadar zor olan ölüm onlar için kolay olacak. Âhirette yakınlarına, ailesine, sevdiklerine şefaat edecek. Şehitliğin makâmı, mertebesi bu.

Şehit denildiği zaman ilk akla gelen, Allah yolunda vatanını korumak için, müslümanlarla kâfirler arasında dinini, milletini korumak, kâfirin tecâvüzüne karşı koymak için yapılan bir savaşta öldürülen kimse oluyor. Kalan da gazi oluyor, çok büyük mertebelere eriyor.

Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber

Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber

dediği gibi şâirimizin. Biz millet olarak şehitoğlu şehitleriz. Hep Allah'ın dinine hizmet etmeyi, bu yolda her şeyimizi fedâ etmeyi ispatlamışız, ortaya koymuşuz ve fiilen icrâ etmişiz. Dedelerimiz o maksatla yaşamışlar, o amaçla çalışmışlar. Ama Allah yine; insan şehitliği istiyor diye şehitliği herkese her zaman, hemen nasip etmiyor. Yine de uzun ömürlerle yaşamışlar, öteki insanlar kadar (Allah ne kadar ömür verdiyse) ömür sürmüşler, rızk yemişler, ondan sonra da şerefli bir şekilde âhirete göçmüşler. Allah şefaatlerine erdirsin.

İnancımızda; yedi şekilde ölen kimse şehit hükmüne giriyor. Salgın hastalıktan ölenin de bunlara dâhil olduğunu biliyoruz ancak işin bir de emanet yönü var.

Bugün tüm dünyada etkili olan bir pandemi ile mücadele ediyoruz. Salgın hastalıklar dikkat edilmezse, tedbir alınmazsa her an artabilir. Sağlığımızı, sıhhatimizi korumak bir emanete riâyet meselesidir. Çünkü vücudumuz bize Allah'ın emanetidir. Bize "Al bu vücudu hayatın boyunca kullan, ama yıpratma, iyi bak" denmiş gibi oluyor. Onun için vücudumuzu yıpratmaya, zehirlemeye, hor kullanmaya hakkımız yok. Hatta başkasının sağlığına da zarar verip kul hakkına da girmemeliyiz. Sağlığımızı korumaya çok dikkat etmemiz lazım…

Şehitlik neden bu kadar kıymetli? İnsan canını veriyor daha ne olsun, dünya zevklerinin tamamını bırakıp, sevdiklerinden ayrılıp geri dönüşü olmayan bir yolculuğa gidiyor…

Hamaset; bu tür ulvi makamları, değerleri diline dolayıp, dünya menfaati elde etmek için kullanan, sanal âlemde paylaşım yapan sahtekârların işidir. Canını vermeyi bırakın, mevcut menfaatleri için her türlü kul hakkını yemeyi mubah gören bu zümre için aslolan; kendi egoları, kibirleri ve menfaatleridir. Her kibirliyi alçaltmak ise Allah’ın vaadidir…

Rahmet olsun vatan uğruna canını feda eden şehitlerimize, selam olsun o kahramanların ailelerine ve onlara minnet duyan derviş gönüllülere…

Muhabbetle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Dikici Arşivi