İletişim Başkanı Altun: “Temel amacımız, Türkiye markasını güçlendirmek”

İletişim Başkanı Altun: “Temel amacımız, Türkiye markasını güçlendirmek”
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İletişim Başkanlığının Türkiye’nin hem ulusal hem uluslararası düzeyde nitelikli temsilini üstlendiğini ve bu doğrultuda çalıştığını belirterek “Temel amacımız, Türkiye markasını güçlendirmek” dedi.

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Antalya'nın Kemer ilçesinde düzenlenen 2019 Yılı Değerlendirme Programı’nda yaptığı konuşmada, ülkenin ihtiyacı olan birçok önemli çalışmaya imza attıklarını söyledi. Zorlu bir coğrafyada ve çetin bir zaman diliminde yaşanıldığını anlatan Altun, “Her ne kadar ülkemiz, çevremizdeki ve dış dünyadaki güvenlik krizlerinden, ticaret savaşlarından ve jeopolitik rekabetten etkileniyor olsa da yeni bir jeopolitik vizyon geliştirmek ve karşı karşıya kaldığı meydan okumaları aşmak için çok ciddi bir performans ortaya koyuyor. Bu ortamda kendimize alan açıyor, oyun kuruyor, oyun bozuyoruz. Bugün terörle mücadeleden, Suriye meselesinin çözümüne, Kıbrıs meselesinden Doğu Akdeniz’deki gelişmelere kadar birçok çetrefilli konuda kendi özgün siyasetimizi hayata geçiriyoruz. Geri adım atmıyoruz, kendi tezimizi bütün uluslararası platformlarda gür bir sesle savunuyoruz.” dedi.

Fahrettin Altun, şunları kaydetti:
“Bu zorlu konjonktürde ülkemiz, siyasi istikrarını koruyan ve bölgesinde aktif ve caydırıcı bir askeri güç olarak varlığını pekiştiriyor, böylelikle yeni vizyonunu daha da sağlam temeller üzerine oturtuyor. Elbette bu noktada Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğinin, sahip olduğumuz siyasi iradenin ve milletimizin ferasetinin büyük bir önemi var. Nitekim bölgesel gücümüze bağlı olarak uluslararası alanda pazarlık gücümüz de artıyor. Sadece Barış Pınarı Harekâtımız bile bu anlamda, bütün kuşatılma girişimlerine rağmen kendi oyunumuzu kurabildiğimizi, yabancı aktörlerin bir 100 yıl öncekine benzer jeopolitik mühendislik projelerini nasıl çökertebildiğimizi göstermiştir.”

“Temel amacımız, Türkiye markasını güçlendirmek”
İletişim Başkanlığının Türkiye’nin hem ulusal hem uluslararası düzeyde nitelikli temsilini üstlendiğini ve bu doğrultuda çalıştığını belirten Altun, temel amaçlarını “Türkiye markasını güçlendirmek” olarak tanımladıklarını ifade etti.

Altun, “Derdimiz, bölgede ve dünyada söz sahibi olan ülkemizin yükselişine yakışır nitelikli ve değerli çalışmalar gerçekleştirmek ve milletimizin sesini, devletimizin haklı mücadelesini bütün dünyaya duyurmaktır.” dedi. Türkiye’nin yükseliş hikâyesini, değerlerini, küresel siyaset arenasında insanı ve adaleti temel alan yaklaşımlarını ülke ve dünya kamuoyuna en iyi şekilde anlatmakla mükellef olduklarını vurgulayan Altun, “Bunu yapıyoruz, daha da güçlü bir şekilde yapmalıyız, yapacağız. Hedef kitlelerimiz sadece karar alıcılar değil; düşünce kuruluşları, sanatçılar, fikir önderleri ve tabii ki ulusal ve uluslararası topluluklar.” diye konuştu.

“Bütünlüklü ve stratejik bir iletişim yürütüyoruz”
İletişim Başkanlığının kuruluşundan bugüne kayda değer adımlar attığını anlatan Altun, günlük krizlerle, aktüel konularla, dönemsel sorunlarla ve ülkenin itibarına yönelik meselelerle ilgilendiklerini söyledi.

Devletimizin söylem birliğini tesis etmek gibi bir görevleri olduğunu belirten Altun, şunları kaydetti:
“Son dönemde, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde çok önemli toplantı ve zirvelere, Başkanlığımızca pek çok dilde hazırlanan ve ülkemizin elini güçlendiren kitaplarla katılıyoruz. Toplantıların konusuna uygun olarak, ülkemizin mevcut durumunu, üstesinden geldiği zorlu çalışmaları ve bununla bağlantılı olarak beklentilerimizi liderlere ve ilgililere doküman olarak sunuyoruz. Bu kitaplar sadece basit dokümanlar değil; dersini iyi çalışan, ne yaptığını ve ne istediğini bilen güçlü Türkiye’nin vizyonunu ortaya koyan eserler. Kitaplardaki tezlerimizi, sosyal medya için hazırladığımız infografikler ve videolar ile destekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, uluslararası medyada konu ile ilgili makaleler kaleme alıyoruz. Bütünlüklü ve stratejik iletişim olarak ifade ettiğim mesele, tam olarak da bu. Sadece bir kitap hazırlayıp görevimizi tamamladığımızı düşünmüyoruz. Onu sosyal medyayla, geleneksel medyayla, uluslararası toplantılarla destekliyoruz. Tabi bu eserler, tez, söylem ve politikalarımızın üretimine katkıda bulunan güçlü kurumlarımızla eşgüdümlü bir şekilde çalışarak ortaya çıkıyor.”

“Saldırıları savuşturmak için sürekli tetikte olmak zorundayız”
Altun, kamu diplomasisi alanında bir yandan yeni gelişmeler ve anlık krizler karşısında Türkiye’nin haklı pozisyonunu uluslararası kamuoyuna anlatmaya çalışırken diğer yandan kısa, orta ve uzun vadeli uluslararası stratejik iletişim kampanyaları düzenleyerek ve uluslararası alanda stratejik aktörleri kazanmaya çalışarak uzun vadeli yatırımlar yapmak durumunda olduklarını dile getirdi.

Fahrettin Altun, şu değerlendirmede bulundu:
“Bu bağlamda ülkemizi sıkıştırmaya dönük saldırılara sistematik cevaplar üretmek ve bu saldırıları savuşturmak için sürekli tetikte olmak zorundayız. Ve bu süreçte, sadece güncel olayları doğru anlatmanın da yeterli olmadığını, tarihsel bilgiyi stratejik bir şekilde kullanmak gerektiğini de gördük. Örneğin sözde Ermeni soykırımı iftirası bazı aktörlerin ülkemizi uluslararası alanda her sıkıştırmak istediklerinde başvurdukları bir yalan. Bu yalan ve iftirayla sadece güncel siyasal analiz ve tezlerle başa çıkamayız. Yapmamız gereken aynı zamanda gerçek tarihsel bilgi ve verileri yardıma çağırmak, bu bilgi ve verileri uluslararası alana taşımaktır. Bu cümleden olmak üzere 1915.gov.tr isimli bir internet sitesini, yayına aldık. Bu site tarihsel bilgi ve verileri merkeze alarak, her fırsatta ülkemizin önüne konan sözde Ermeni soykırımı iftirasına uluslararası alanda cevaplar veriyor. Böylelikle konunun siyaset alanında bir “sopa” olarak kullanılmaması, tarihin siyasallaştırılmaması ve gerçek tarihsel bilginin açığa çıkarılması gerektiğine ilişkin tezimize katkıda bulunmuş oluyoruz. Yine sözde Ermeni soykırımı yalanıyla baş etmek üzere farklı dillerde hazırlanan infografik örneklerini sosyal medya ortamında dönem dönem dolaşıma sokuyor ve Türkiye’nin tezlerini anlatan yayınlara aracılık ediyoruz. Bunlara ek olarak paydaşlarımızla fikir alışverişinde bulunuyor, çalışmalarımıza temel oluşturacak çalıştaylar düzenliyoruz. Bu konuda önümüzdeki dönemde yine elbirliğiyle, sürekliliği olan, kaliteli işler üretmek arzusundayız.”

“Terör örgütlerinin karanlık, kanlı ve gerçek yüzlerini dünya kamuoyuna en iyi şekilde anlatıyoruz”
Bugün dünyada, terör örgütleri ile Türkiye kadar mücadele eden başka bir ülke olmadığını belirten Altun, şu ifadeleri kullandı:
“FETÖ, PKK/YPG, DEAŞ gibi terör örgütleri ile aynı anda sahada amansız bir mücadele veriyoruz ve hamdolsun terörle mücadeledeki başarımız herkesçe kabul görmüş bir gerçek. Biz de hiçbir ayrım yapmaksızın tüm terör örgütlerine karşı verdiğimiz büyük mücadeleyi, bu terör örgütlerinin karanlık, kanlı ve gerçek yüzlerini dünya kamuoyuna en iyi şekilde anlatmaya çalışıyoruz. Nitekim, Barış Pınarı Harekâtı’nda, sahadaki gerçekleri dünyaya aktarma konusunda çok büyük yol kat ettik. Başkanlığımızda kurduğumuz koordinasyon merkezi, uluslararası medyayı anlık bilgilendirme mekanizması, basın toplantıları, gazetecilerin güvenliği için yaptığımız çalışmalar, günde iki kez ilgilileriyle paylaşmaya devam ettiğimiz Suriye’nin kuzeydoğuna ilişkin brifingler, kavram tanım çalışması, argüman-karşı argüman çalışması, bölgede basın turları, op-ed yazıları, canlı yayınlar, mülakatlar, sosyal medya çalışmaları başta olmak üzere sıkı koordinasyon gerektiren bir sürecin üstesinden başarıyla geldik. Ama hâlâ yapacak çok işimiz var. Çünkü biz Türkiye’yiz. Çünkü iddialıyız. Çünkü iddiamız büyük.”

“FETÖ’yü bütün dünyaya anlatmak boynumuzun borcudur”
Altun, kısa bir süre önce, Fransa’da düzenlenen Uluslararası Terör Mağdurları Konferansı’nda, YPG ve FETÖ'yü terör örgütü olarak tanımayan bir ülkenin devlet başkanının himayesinde gerçekleştirilen uluslararası bir organizasyonda bir YPG terörü mağdurunun kongre manifestosunu okumasını ve bir FETÖ mağdurunun bu terör örgütünü anlatmasını sağlayarak dünyaya çok önemli bir mesaj verdiklerini söyledi.

Fahrettin Altun, “FETÖ gibi hibrit ve cani bir terör örgütüyle mücadele noktasında bize, İletişim Başkanlığımızın her bir çalışanına çok önemli görevler düşüyor. Bu caniler topluluğunun cürümlerini, gerçek karakterini, uluslararası alandaki faaliyetlerini ve 15 Temmuz hain darbe girişimi başta olmak üzere Türkiye tarihindeki zulümlerini aydınlatmak, bütün dünyaya anlatmak boynumuzun borcudur.” dedi.

Bu çerçevede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yayınladığı genelge ile 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Etkinlikleri‘nin koordinasyonu İletişim Başkanlığında tevdi edildiğini anlatan Altun, şöyle devam etti:

“Bu yıl, bu zor, kapsamlı ve bir o kadar da şerefli görevi layıkıyla deruhte etmeye çalıştık. Önümüzdeki sene inşallah daha da kaliteli bir şekilde bu görevimizi yerine getireceğiz. 2019 yılında 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Etkinlikleri Kapsamında yurt içinde ve yurt dışında toplam 1.500’e yakın etkinlik düzenlendi. Bütün bu program ve projelerde içeriğin yanı sıra görsel bütünlüğün sağlanması amacıyla kurumsal kimlik çalışması yine Başkanlığımızca hazırlandı. 15 Temmuz’a ilişkin farkındalık artırma çalışmaları kapsamında; 16 ülkede gösterilen ve FETÖ terör örgütünün en karanlık ve kirli yüzünü anlatan ‘Network’ belgeseli, Londra ve İstanbul’da eş zamanlı flashmob etkinliği, New York’taki mobil ekran gösterisi etkinliği, Taksim 15 Temmuz Dijital Gösterim Merkezi, 15 Temmuz Uluslararası Anti-Darbe Hekatonu çalışmalarına imza attık.”

“Uluslararası niteliği haiz işler yapıyoruz”
İletişim Başkanlığı’nın medya ilişkileri faaliyetlerine de değinen Altun, “Uluslararası medya mensuplarına farklı dillerde bilgilendirme, uluslararası medyada makale ve röportajlar, yabancı medya temsilcileriyle, genel yayın yönetmenleri ve gazetecilerle toplantı, televizyon ve sosyal medya yayınları Başkanlığımız tarafından gerçekleştiriliyor. Ulusal ve uluslararası binlerce basın mensubunun basın kartı ve akreditasyon işlemleri ise yine onlarca arkadaşımızın yoğun mesaisi ve gayretleriyle gerçekleştiriliyor.” ifadelerini kullandı.

Bütün bunlar yanında devlet ile millet arasında etkin bir iletişim kanalı oluşturmak için aynı anda CİMER çalışmaları ve 2019’da Ülkem İçin Bir Fikrim Var projesinin de devam ettiğini aktaran Altun, “Dünyada örneği olmayan bir yapı CİMER. Bu kadar kısa sürede halkın taleplerine cevap vermek gerçekten zor bir görev ve bu yapı, başarısı ile geçtiğimiz yıl iki ödül birden aldı. CİMER ve Bir Fikrim Var projesinin, ‘İletişimin Oscarları’ olarak nitelenen Uluslararası Halkla İlişkiler Derneğinden iki altın ödüle layık görülmesi ise yaptığımız işlerin uluslararası niteliği haiz işler olduğunu gösteriyor. İletişim Başkanlığının kuruluşundan bu yana yaptıkları çalışmalara ve niteliklerine bakıldığında epey yol aldıklarını belirten Altun, “Ama önümüzde çok daha uzun bir yol var ve yolculuğumuzu verimli kılmak için hedeflerimizi ortaya koymamız ve bu doğrultuda ilerlememiz gerekiyor.” dedi.

Uluslararası arenada Türkiye’nin itibar yönetimi için çok daha fazla çaba sarf edeceklerini belirten Altun, dünyadaki güncel iletişim kampanyalarının dahi önüne geçen yenilikçi projeler ortaya koyacaklarını ve güçlü Türkiye’nin hikâyesini her ortamda ve fırsatta anlatacaklarını ifade etti.

Son dönemlerde özellikle Türkiye’ye yönelik artan dezenformasyon ve kara propaganda ile daha güçlü mücadele edeceklerini belirten Altun, ortak mesaj bilincinin devletin yönetim birimlerinde yaygınlaştırılması için kurumlar arası koordinasyonu artırıcı faaliyetlere hız vereceklerini dile getirdi.

Uluslararası enformasyon akışındaki alanındaki adaletsizliği gidermek için çalışacaklarının altını çizen Altun, “Bölgemizin pasif bir haber nesnesi olması için değil, kendi haberini üreten uluslararası medya üssüne dönüşmesi için uluslararası medya araçlarımızın kalitesini artıracağız.” diye konuştu.

Medya alanının düzenlemesi ve medya mensuplarının işlerini kolaylaştırmak adına daha sistemli çalışmalar yürüteceklerini anlatan Altun, halk ile devlet arasındaki en önemli iletişim köprüsü olmaları nedeniyle iletişim kanallarını hep açık tutacaklarını, CİMER’in niteliğini daha da artıracaklarını ve toplumun nabzını tutacak mekanizmalar inşa edeceklerini ifade etti.

Altun, “Hep birlikte Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemizin sesini ve duruşunu dünyaya duyurma vazifemizi layıkıyla yerine getirmek için var gücümüzle çalışacağız.” dedi.