Mehmet Dikici

Mehmet Dikici

Dost Edinmek

Dost edinirken birtakım vasıflar aramak lazım.

Bunlar nelerdir?

İnsan kimi seçmeli?

Bu hususta Büyük Filozof Gazâlî'nin İhyâu ulûm kitabında, Kardeşlik ve Arkadaşlık Bölümü diye bir bölüm var. İmkânı olanlardan onu dikkatle okumalarını rica ederim. İhyâu ulûm vardır veya onun özeti mahiyetindeki Kimyâ-yı Saadet vardır.

Tabii sevilecek, dost edinilecek insanın iyi bir insan olması, iyiliği uygulayan bir insan olması lazım.

Neden? Ötekiler kötülükleri yaptığı için bu da onunla arkadaşlık ederse o da onunla beraber yapar, dünyası, âhireti mahvolur diye ne yapması lazım?

İyi insan seçmesi lazım!

Bilgi ne olmalı?

Uygulanmalı, insan ilmiyle âmil olmalı.

O halde insan hangi âlimle ahbap olmalı?

İlmiyle âmil olan, ilmini kendi hayatında uygulayan, faziletleri kazanmış olan bir âlimle arkadaş olmalı. Aksi takdirde ötekisi zaten kendisini kurtaramamış! Hani yine halkımızın güzel sözlerini ben çok seviyorum;

Kendisi muhtac-ı himmet bir dede,

Nerede kaldı gayriye himmet ede.

Kendisi muhtaç, kendisini kurtaramamış başkasını nasıl kurtaracak?

İnsan öyleleri değil, ilmiyle âmil olan faziletli insanları dost edinmeli.

"Âlimlerle oturup kalkın, onların meclislerine devam edin!" diye kutlu söz var.

"Gördüğün zaman onun görüntüsü sana iyiliği hatırlatıyorsa böyle bir kimseyle arkadaşlık et! Bir kimse konuştuğu zaman sohbeti, konuşması senin iyiliğe olan şevkini artırıyorsa öyle kimseyle arkadaşlık et!" diyor.

Peki, tamam. Bir insan böyle iyi kimsenin yanına yanaşıyor. Onun meclislerine devam ediyor, sözünü dinliyor filan. Bunun da bir niyeti olması lazım, her işte niyet olduğu gibi!

Arkadaşlıkta da niyet ne olacak?

Menfaat olmayacak.

Başka sebeplerle arkadaşlıklar olabilir mi?

Olabilir. Menfaat ilişkisi olabilir. Kendisi oradan bir menfaat umuyordur, onun için bu arkadaşlığı kurmayı düşünür, onun için yanına yanaşır. Dünyevî bir menfaat için, bir şey kazanmak için, bir sonucu elde etmek için yanına yanaşabilir.

Onun için bizim büyüklerimiz tasavvufu tarif ederlerken diyorlar ki;

Tasavvuf yâr olup bâr olmamaktır.

Tasavvuf; arkadaşlarla arkadaş olacak, muhabbet edecek, birilerini sevecek, onlarla kardeş olacak ama yük olmayacak. Onları sömürmeyecek, onların maddi imkânlarından faydalanmayı düşünmeyecek. Aksine onlara bir şeyler kazandırmayı, hizmet etmeyi niyet edecek.

Dost, arkadaş neden bu kadar önemli?

Mevlana derki “Hiç kimse yoktur ki birini görsün ve ondan bir şey almasın”

Tasavvuftaki “aynileşme” denilen şey de budur.

 Dedelerimiz “üzüm üzüme baka baka kararır” demiş…

Gül bahçesine giren de gül kokar.

Selam olsun gül bahçesinde gül olanlara, gül kokanlara…

Muhabbetle…

Mehmet Dikici

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Dikici Arşivi