Mehmet Dikici

Mehmet Dikici

Doğruluk

“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol”

Bu söz beni ihtiyarlattı diyordu numune insan….

O kadar doğru güvenilir bir insandı ki, el-Emin diyorlardı, hatta görmedikleri dağın arkasından bir ordu geliyor dese inanırlardı. Bu dürüstlüğüne rağmen, İlahi buyruk nazil olunca, düşüncesinden saçlarının beyazı artmıştı…

Arkadaşları yasak olan fiilleri tek tek sordular; “Müslüman bunu yapar mı şunu yapar mı” diye de,

Sadece yalanı sorduklarında “Müslüman yalan söylemez” demişti.

Doğru sözlü olmak, sözü doğru söylemek vazgeçilmeziydi…

“Bizi aldatan bizden değildir” bile demişti…

Onun getirdiği medeniyete tabi olduğunu söyleyen bizler, kendimizi bir tartıya çıkaralım mı?

Ölümden sonra hayatın olduğuna inanan bir insan nasıl olur da yalanı peynir ekmek gibi yer?

Nasıl olur da söz verir sözünde durmaz? Nasıl olur da emanete ihanet eder?

Münafıkların cirit attığı günümüz dünyasında, doğruluğun ve eğriliğin göstergesi olan bu fiiller; bir toplumda ne kadar sıradanlaşırsa işimiz o kadar zordur…

Rahmetli dedem bir evini altmış bin liraya satmış, ertesi günü evi sattığını duyan komşusu kaça sattığını sormuş. Komşusu fiyatı öğrenince, “kaparo verdin mi, sözleşme yaptın mı” diye sormuş, sadece söz ile sattığını söyleyince “çok ucuza satmışsın ben sana yüz bin vereyim bana ver demiş”. Rahmetli dedem kaşını çatıp “sen beni münafık mı zannediyorsun, sattım dedim ya” diye komşusunu azarlamış…

O güçlü karakterli doğru insanların ne zorluklarla bize emanet ettiği vatanımızı korumak için; kuru hamasete değil, özümüze dönmeye ihtiyacımız var…

Devletin bir kuruşunu korumaya, yetimin hakkını savunmaya ihtiyacımız var.

Devlette; tüyü bitmemiş yetimin hakkıyla ilgili tasarruf sahibi olan dürüst yöneticilere ihtiyacımız var.

Yalan dünyanın fani menfaatleri, bizi gerçek mutluluktan huzurdan uzaklaştırır. Ölüm gerçeği yalan dünyanın ardında kalırsa, gözlerden uzak tutulursa sonumuz nereye varır?..

Büyüklerin sözleri sözlerin büyükleridir. Onlardan biri “istediğiniz her şey sizin olsun bana hayırlısı yeter” demiş. Elbette, doğruluk dürüstlük bedel ister, herkes bu bedeli ödemek istemeyebilir ancak her halde doğru kalmayı başarabilen de bitmez bilmeyen bir hazineye sahiptir…

Yalan ve talan ile elde edilen ise saman alevi gibidir. Kısa vadede kazanılan menfaatler bir anda yok olabilir. Eğer yok olmuyorsa zaten o daha kötü ki bilene malumdur…

Selam olsun özü doğru sözü doğru güzel insanlara…

Muhabbetle…

Mehmet Dikici

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Dikici Arşivi