Mina Çetin'in ölümü ile ilgili şok iddia

Mina Çetin'in ölümü ile ilgili şok iddia
Alanya'da yaşayan Ali ve Necla çetin ailesinin küçük kızları Mina Çetin, geçtiğimiz günlerde yakalandığı kan kanseri (Lösemi) nedeni ile hayatını kaybetmiş ve sevenlerini yasa boğmuştu. Mina Çetin'in hayatını kaybetmesi ile ilgili olarak ise dün ailesinden şok bir iddia ortaya atıldı.

Haber: Yiğit Eyhan

Alanya'da yaşayan Ali ve Necla çetin ailesinin küçük kızları Mina Çetin, geçtiğimiz günlerde yakalandığı kan kanseri (Lösemi) nedeni ile hayatını kaybetmiş ve sevenlerini yasa boğmuştu. Mina Çetin'in hayatını kaybetmesi ile ilgili olarak ise dün ailesinden şok bir iddia ortaya atıldı. Hastanede tedavi gören kızları Mina Çetin'in ihmal kurbanı oldığını iddia eden aile hakkını sonuna kadar arayarak mücadele edeceğini söyledi. Kızının ölümünün ihmalden kaynaklandığını söyleyen Necla Çetin, Cumhuriyet Savcılığına giderek 3 sayfalık suç duyurusunda bulundu.

İşte ailenin iddiası; "28.05.2018 doğumlu kızım Sevgi Mina ÇETİN'in sağlık sorunu nedeniyle 20.12.2019 tarihinde hastaneye götürdüm. Gerekli tahliller yapıldıktan sonra sonuçları hafta sonuna denk geldiği için Pazartesi günü alırsınız dendikten sonra 21.12.2019 tarihinde sağlık sorunu artması nedeniyle tekrar acil servise götürdüm. Bir gün önceki tahlillere bakılarak aynı gün tekrar tahliller yapıldı. Yaklaşık 40 dakika kadar bekledikten sonra acil servis bizi nöbetçi çocuk doktoruna yönlendirdi. Nöbetçi doktor tahlillerine baktıktan sonra çocukta kan hastılığı var acilen çocuğu Antalya'ya hemotoloji doktoruna gitmemizi istedi. Bizde 22.12.2019 tarihinde sabah erkenden acilen gitmemiz gerektiği söylendiği için hemen Antalya Akdeniz Hastahanesi acil bölümünden giriş yaptık. Test sonuçlarını gösterdiğimizde yeniden tahlil alarak hemen yatışını yaptılar. Aynı gün kızım Mina Sevgi ÇETİN'e kırmızı ve beyaz kan verildi. Bir kaç saat sonrası doktor gelerek bize servise yatışının yapılacağını kan değerlerinin normal olmadığını söylediler. 23.12.2019 tarihinde belden sıvı alınarak hastalığını belirleneceğini söylediler. Aynı gün akşamı ALL akut lösemi teşhisi konuldu. Doktorun bize yaptığı açıklamada hastalığın düşük risk grubunda olduğunu, 15. gün hastalığının sırtından sıvı alınarak tedaviye yanıt verip vermediği tesbit edilecekti. Bu süreç içersinde kemo terapi ve gerekli olan ilaç tedavisi uygulandı ve herhangi bir şekilde olumsuz geçen birşey yoktu. 04.01.2020 tarihinde çocuğun iyi olduğunu herhangi bir aksilik olmadığını söyleyerek odamızı değiştirdiler. 06.01.2020 günü sırtından sıvı alınmış olup, gerekli tetkikler yapıldı. İki gün sonrası ise sabah doktorlar geldiğinde doktora kızım Sevgi Mina ÇETİN'in durumunu sordum. Gayet iyi tedaviye yanıt veriyor dedi. Aynı gün akşamı kızım Sevgi Mina ÇETİN ishal ( siyah ve yeşilimsi renkte ) başladı bununu üzerine hemen hemşirelere durumu anlattım. Hemşireler bana " Zaten idrar ve ishallerini tartıp ayrıntısıyla yazıyoruz " demişlerdir. Bu sırada kızımda iştahsızlık halsizlik ara ara ayakları soğumaya başladı. Doktorlar gelince de aynı gün doktorlara ve hemşirelere durumu tekrar ilettim. Doktor ve hemşire bana kemoterapi nedeniyle bu durumun normal olduğunu söylediler. 09.01.2020 günü akşam doktor muayane ederken kızımın gözleri şişmeye başladı. Gösterdim alerji olmuştur diyerek gitti. Doktor gittikten 15-20 dakika sonrası gözleri tamamen şişti. Odasına giderek çocuğun kafasında aşırı derecede ateş olduğunu ve gözlerinin daha da çok şiştiğini söylediğimde doktorumuz çocuğun fotoğrafını çek gel fotoğraftan bakayım dedi. O anın şokuyla hemen gidip fotoğrafı çekip hemen aynı doktorun odasına gidip gösterdim. Fotoğrafa baktıktan sonra hiç birşey demeden sadece tamam diyerek beni odadan kızımın başına gönderdi. Akşam gelen doktorlara da kızımın ishalinin olduğunu ishalinin koyu renkte olduğunu, halsiz olduğunu ve birşey yemediğini tekrar ilettim. Bu arada sürekli nabız aletinin takılı olması nedeniyle nabzının 180-190 olduğunu farkettiğimde doktora sordum. Bunun üzerine nabzının normal olduğunu söylediler. Aynı gün beslenmesi için kızıma ellerinde eldiven olmadan burnundan hortum takıldı. Hortum takıldıktan 10 dakika sonrası kızım hortumu çıkardı ve ateşi 37,70 e çıktı. Ateşi çıkması nedeniyle gece ben ve hemşeriler sürekli ateşinin ne durumda olduğunu kontrol ettik. Ancak ateşi için herhangi bir müdahalede bulunulmadı. Sabahı doktorlar geldiğinde çocuğun iyi olmadığını halsiz bitkin oluğunu ishalinin devam ettiğini vücudunda özellikle ellerinde ve ayak ve bacaklarında şişme olduğunu söyledim. Bana vücudundaki şişmelerin ödem yada kilo almasına bağlı ve ishalinin kanlı olduğunu söylediler ve 3 gün boyunca avaz avaz ishal olduğunu ve koyu renkte olduğunu ve bel kısmından altının şiştiğini her seferinde iletmeme karşın, ancak 3 gün sonrası tahlil yapacaklarını söylediler. Bu arada da kusması başlayınca doktorlara bunu da ilettim. Ancak kemoterapiden dolayı olduğunu söylediler. Doktorlar muayeneye geldiği zaman sağlıklı bir şekilde muayene etmeyerek sadece nefesini dinleme ve nabız ölçme işlemini yapmışlardır. Yüzlerce kez kızımın bitkin olduğunu ishal olduğunu ve kafasının ateşli ayaklarının soğuk olduğunu söylememe rağmen sadece tarafıma yapılan açıklama kemoterapiden dolayı böyle oluyor demişlerdir. 11.01.2020 günü sabah doktorlar geldi doktorlara aynı şekilde kızımın iyi olmadığını 3-4 gündür iyi olmadığını bitkin olduğunu birşeymediği ishalinin devam ettiğini ama renginin düzlediğini söyledim. Bana siyah ishalin kanlı olduğunu tekrar söylediler. Ben neden öyle gelir dediğimde net cevap vermeyerek hep söyledikleri gibi kemoterapiden olduğunu söylediler. Tüm Cumartesi bir kaç gündür halsiz ve bitkin ishalli olan kızım aynı şekilde hiç birşey yemeyerek yatmıştır. Beslenmediği için yine burnuna hortum takalım dediler. Akşam gelen doktorlara kızımın iyi olmadığını midesinde yemek olmayan kızımın öğürmeye başladığını halsiz bitkin olduğunu söylemem üzerine yine kemoterapiden dediler. Aynı gün yeniden ateşi çıkmaya devam etti. Bu durum sürekli kontrol edildiği için kayıtlarda da mevcuttur. Akşam bayan doktor gelerek beslenmesi için eldivensiz bir biçimde hortum taktı. Hortum takıldıktan sonra kızım Sevgi bütün gece hiç uyumadı. Gece doktorlar geldi ve kızımı muayene ettikten sonra kızımın ağrısı olduğu için ağrı kesici yaptılar. Sabah tekrar doktorlar geldi gelen doktora kızımın iyi olmadığını bir kaç gündür birşey yemediğini halsiz bitkin olduğunu ishalinin devam ettiğini ara ara ateşinin çıktığını söyledim. Kızım doktorlar geldiği zaman yeni uykuya daldığı için kucağımda uyuyan kızımı sadece sırtından dinledi ve hiç birşey söylemeden gitti. Aradan bir kaç saat geçtikten sonra gelen hemşirelere sürekli dert yanmaya başladım kızım iyi değil diye ama her defasında bana kemoterapiden dediler gittiler ve başkaca açıklama tarafıma yapılmamıştır. Daha sonra doktoru koridorda görünce kızımın kötü olduğunu söyledim. Kızımın odasını kendi odasının bulunduğu odanın karşısında bulunan odayla değiştirileceğini söyledi. Bu sırada ziyaretimize gelen annem ve kız kardeşim kızımı görmeye girdiklerinde kızımın durumunun kötü olduğunu farkeden annem ve kızkardeşim bu çocuğun hali ne böyle diye ağlamaya başlamışlar ve o sırada kızımın nabzı 193'e çıktığını gören kız kardeşim hemşirelere giderek durumu oda bildirmiş. Hemşireler de normal demişler. Daha sonra çocuğun katetarinden kan almaya çalıştıklar kan gelmeyince de sonrada kolundan kan almaya başladılar. Bu süreç içersinde koluna iğne girdiği zaman daha önce tepki veren kızım bu yapılan işlemde hiç tepki vermeyerek gözleri yana kaymaya başlamıştır. Hemşirelere kızıma bişey oluyor diye bağırdığımda birşey yok sevgi sevgi diye çocuğu uyandırmaya çalıştılar. Hemen akabinde tansiyonunu ölçmeye başladılar hem kolundan hem ayağından olmak üzere, bu arada nabız aleti de durdu 3 tane hemşire yarım saat boyunca doktora çağırmadan 3 adet nabız aleti değiştirdi.  Daha sonra hemşirlerden bir tanesi diğer hemşirelere tansiyon alamıyorum acilen doktor çağır dedi. 

Sonrası doktor geldi 15-20 dakika kadar da nabız almak için doktorda eline ayağına bağlayarak deneme yaptı. Daha sonra odayı değiştiriyoruz diyerek doktor odasının karşısındaki odaya acilen odayı değiştirler. Odayı değiştirir değiştirmez hemen yeni odada kızıma müdahale edilmeye başlanarak annemi ve kız kardeşimi dışarıya çıkartmışlardır. O arada stajyer doktorlar hemşireler ve doktorlar geldi kan istediler acil. Her sabah 6:30 7 arası kan tahlilleri yapılıyor doktor müdahale ederken sabah ki kan tahlillerine baktınızmı diye bağırdığını duydum sonra akciğer filmi çekildi ve bir müddet sonra adrenalin verin albimo verin bağırdığında hemşirlerde birbirlerine karşı göz işareti yaparak beni çıkartmasını söylediler. Sonra anneyi çıkartın diye bağırdılar. Beni çıkarttıklarında kızımın kalbi durmuş olup, acil arabası diye bağırdılar. Acil arabası geldi kızımla birlikte bende indim. Yoğun bakıma aldılar. O sırada acil doktoru kız kardeşime kızımın annesi sanarak " durumu kritik septik şoka girmiş kalbi durmuş her şeye hazırlıklı olun " demiştir. Bunun üzerine kız kardeşim ben teyzesiyim deyince yoğun bakım doktoru anne ve babayla görüleşim demiştir. Eşim ve bana yaptığı açıklamada ise kızımın akciğerdeki enfeksiyonun kana karışmasıyla birlikte septik şoka girip kalbinin durduğunu söyledi. Durumunun ciddi olduğunu ve herşeye hazırlıklı olmamızı kızımın organlarının iflas etmiş olduğunu normal odada kızımın kalbinin durduğunu söylediler. 5 gün yoğun bakımda kalan kızım için her gün sabah aynı şeyi tekrarladılar. Perşembe akşamı 9:10 da danışmadan beni aradılar Yoğun bakımdan telefon var diyerek telefonda kızınızın nabzı durdu hastanedemisiniz dediler. 40 dakika yoğun bakımın önünde bekledik ve sonra bizi içeriye aldılar. Doktora kızım nasıl diye sorduğumda konuşmaya başladı bende kızımın durumu hakkında bilgi verin demem üzerine sadece üzgünüm dedi. 

İlk gittiğimiz zaman bize kızımın hastalığının düşük risk gurubunda olduğunu söyleyen ve bu tip hastalığın enfeksiyon kapmaması gereken bir hastalık olması nedeniyle hastanede yeterli temizlik yapılmaması ve bulunduğumuz katta karantina altına alınan 3 adet oda ve bir tane zaturreli oda bulunan hastanede enfeksiyon kapan kızımın ve günlerce halsiz bitkin yemek yemiyor ishal ve vücudunda şişkinlik var diye avaz avaz bağırmama rağmen yeterince ilgilenmeyen ve ihmal kurbanı olan kızımın ölümü hakkında ihmali olan hastane ve yetkililerinden şikayetçi oldum."

Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir