CENAZE KONUŞMALARI

ZENGİN VE ÜNLÜ OLURSA
Erken gitti
Zamansız öldü.
Şaka yaptı.
Şuradan çıkıp gelecek gibi.
Bizi bırakıp nereye gidersin.
Hani hiç ayrılmayacaktık.
Sana hiç yakışmadı
O tabut seni götüremez
Hani maça gidecektik
Hep omuzlarımızdaydın ama böyle değil.
Yanlış yaptın arkadaş
Yeri doldurulamaz
O ölemez
Biz sensiz n'aparız
Bu acıyı içimize attın gittin
Vs vs vs

FAKİR VE ÜNSÜZ OLURSA
Yazık oldu
Çocuklarına kim bakacak?
Bisürü de borcu vardı
Şu dünyada hiç gülmedi
Yoksulluk içinde ömür geçirdi
Perişan oldular
Bi sürüde çocuğu var
Doğru düzgün bir işi olmadı
Sigortası da yok.
Karısıda evlenemez bi sürü çocukla
Kardeşleri de elin tutmadı 
Olan ölene oldu.
Olan geride kalanlara oldu
Öldü kurtardı
Çok söyledim dinlemedi...
Vs vs vs
Evet aynen bunlar konuşuluyor. Ölen kişinin arkasında konuşulanlar bunlar. Kimliğine ve nüfusuna göre taziye mesajları böyle olsa da hoca musallada hepsine birden "ER KİŞİ-HATUN KİŞİ niyetine" diye çağrı yapıyor.

Ez cümle; Ne vaktinden önce ölen gördüm, nede tam vaktinde ölmeyen. Ne siparişli ölüm gördüm, nede siparişi iptal eden.

ÇOK FECİ ÖLÜM...
ÇOK GÜZEL ÖMÜR...

Haberlerde veya konu-komşulardan çok duymuşuzdur, hatta kendimizde yeri gelmiş söylemişizdir " Allah böyle bir ölümü kimseye vermesin, uçaktan düşmüş, tren çarpmış, paramparça olmuş, yanmış bir parçası dahi kalmamış" gibi ölüm şekillerini anlatmışızdır.

 Tabi bunun aksi ölüm şekillerinde söylüyoruz. "Cuma akşamı ölmüş, ezan okunurken ölmüş, namazını kıldıktan sonra ölmüş, çocuklarının yanında ölmüş, yattığı yerde ölmüş, konuşarak ölmüş, başında kur-an okunurken ruhunu teslim etti,çok rahat öldü" gibi anlattığımız ölümlerde var.

Peki biz bu kanaate nasıl varıyoruz diye hiç düşündük mü?
Yani paramparça veya yanmış kül olmuş bir ölümün çok feci ve kötü bir ölüm olduğunu nereden biliyoruz?
Veya yatağındaki ölümün kolay bir ölüm olduğunu nereden biliyoruz?
Öyle anlıyorum ki biz bunları dünyevi mantık ve dünyevi acıları düşünerek böyle bir kanaate varıyoruz.
Bir yerimiz kesildiğinde, kırıldığında veya yandığında  duyduğumuz acıdan olsa gerek ki böyle bir sonuç çıkarıyoruz. 
Hele hele kesikler, kırıklar ve yanmalar küle dönüştüğünde çok feci acılar içinde ölmüş olabileceğini düşünürüz.
Veya evinde yatağında öldü, yanıbaşında kur-an okunarak öldü ruhunu çok güzel teslim etti ne güzel rahat öldü dememizin sebebi de yine dünyevi düşündüğümüzdendir. 
Oysa o canın nasıl çıktığını Allah'tan ve canı alınan kişiden başkasının  bilmesi mümkün değil.
Böyle bir durumda  ölümlerin derecelerini FECİ veya RAHAT diye değerlendirmenin ne kadar yanlış olduğunu anlatmak istedim.
Gerçeğini ve en iyisini Allah bilir.
Ez Cümle; Bize düşen nasıl ve hangi şekilde öleceğimizi beklemek değil, doğru ve güzel yaşamak olmalıdır.

Yazar Yazıları Haberleri